Julio De Caro (1899-1980) ilk Tango Orkestrasını 1924’te kurdu. Akademik müzik eğitimi düzenlemelerde yeni denemeler yapmasına ve enstrümanları daha özenli kullanmasına olanak veriyordu, armoni bilgisi müziğe derinlik katmasına yardımcı oluyordu. Daha önceki Fundamentals blogunda De Caro’dan ziyadesi ile bahsettik, okumanızı öneririm. Bu yazı boyunca daha birçok önceki bloga yer vermek durumundayım, aksi takdirde çok fazla içeriği burada barındırmam veya tekrar etmem gerekecek.
De Caro Okulu/Ekolü “Evolutionists” olarak geçiyor. Türkçeleştirmekte kararsız kalıyorum. Evrimciler desem olmaz, devrimciler hiç olmaz, iyice bir kopuştan bahsetmiş olurum. “Yenilikçiler” demeyi uygun gördüm. Bu sınıflama sistemi içindeki zorluklardan bahsetmemiz gerekiyor. Mesela Fresedo, Calo, Demare ve Di Sarli’yi de yenilikçi saymamız mümkün, ama onları Melodik, Romantik yaklaşımlarından dolayı ayrı gruplayacağız. Gelenekçilerin dahi yenilikleri var. De Caro’yu etkileyenlerin başında Firpo geliyor, ki Firpo çok sıkı bir Gelenekçi. Ama piyanonun etkili bir şekilde kullanılmasını, stüdyoya girmesini sağlamış, yani onun da “Yenilikçi” tarafı var. “Yenilik”ten kastedilen yeni arayışı ve müzikal/armonik rengi ön planda tutmak, ritmik sadeliğin dışına çıkmak, korkusuzca dramatik oyunları deneyebilmek oluyor. Tabii bu denemeler ve arayışlar ilerledikçe de Tango’yu danstan uzaklaştırmaya ve dansçılar için zorlayıcı olmaya, müzik olarak dinlenebilir Tango’ya yönlenmeye, konser Tangosu yaratmaya doğru gidiyoruz. Her müzikte dans edilebilir, hepsinde ritim vardır ve hepsinde mutlaka bir yenilik de buluruz dediğimizde ise bu sınıflamaları hepten yok sayıyoruz.
Diğer bir konu da Gelenekçiler ile Yenilikçiler arasındaki belirgin sosyo-ekonomik farklar. Firpo-Canaro gibi Gelenekçilerin liderlerinin oldukça yoksul aile geçmişlerinden gelip enstrüman sahibi bile olamadıklarını, daha ileri yaşlarda müzik yapabildiklerini biliyoruz. Oysa De Caro, Troilo, Pugliese, Piazzolla gibi yenilikçiler görece olarak maddi açıdan rahatlar ve daha küçük yaşlarda müziğe başlayabilmişler, ailelerinde de kendilerinden önce müzik yapanlar olmuş. Zaten önde başlamışlar. Yaşça da daha gençler ve değişim yapmak ve fark yaratmak kendilerinden bekleniyor.
Şimdi Yenilikçilerin karakteristik parçalarından bazılarını dinleyelim.
Julio De Caro’nun bestesini de yaptığı 1927 kaydı “Tierra Querida” Guardia Nueva dönemine ait ritmin ve basit özelliklerin çok dışında melodi ve enstrümanların karşılıklı dinamik sıralamada çaldıkları bir düzenlemeye sahip. Çağının ilerisinde. Majör ve minör arasında başarılı geçişler ve modülasyon yapıyor. Avrupa Klasik Müziği bilgisini başarılı bir şekilde entegre etmiş.
Julio De Caro aynı parçayı 25 yıl sonra, Golden Age (1935-1952) sonunda 1952’de yeniden yorumlamış. Parçanın bu hali ile dinamizm ve dramatizm özellklerinde artış var. Modülasyon sayısı daha çok ve bir yerinde iki enstrümanın paralel melodik atışmaları dikkati çekiyor. Vyacheslav Ivanov ve Olga Leonova çiftinin 2009’da Moskova’daki performansları.
Anibal Troilo’nun (1914-1973) 1942’de kaydettiği bestesi Lucio Demare’ye, sözleri çok yakın arkadaşı Homero Manzi’ye ait olan “Malena”yı Francisco Fiorentino’nun vokali ile dinliyoruz. Veronica Toumanova ve Benjamin Solano’nun 2016’da Fransa’daki performansları.
Troilo’nun 1963 kaydı “Danzarin” eşliğinde Ezequiel Paludi ve Geraldin Rojas’ın Hollanda’da 2015’teki performanslarını izliyoruz. Troilo aslında Tango Nuevo’nun da önünü açan büyük bir müzisyen ve Tango’yu Astor Piazzolla ile beraber dans salonlarından konser salonlarına taşıyan öncülerden.
Alfredo Gobbi’nin (1912-1965) 1947’de kaydettiği “La Viruta”. Enstrümanlar arasındaki oyunlara ve soru cevaplara dikkat edin.
Yine Gobbi’nin 1953’te kaydettiği “Si Sos Brujo”da Moira Castellano ve Javier Rodriguez’in 2019’daki performanslarını izliyoruz.
Pedro Laurenz (1902-1972) Julio De Caro Orkestrasında bandoneon çalmış ve yenilikçiliği birinci elden adapte etmişti. Vokalini Alberto Podesta’nın yaptığı 1943 kaydı “Que nunca me falte” eşliğinde Juan Martin Carrara ve Stefania Colina’nın 2017’de Berlin’deki performansları.
Horacio Salgan (1916-2016)’ın 1950’de besteleyip kaydettiği “A Don Agustin Bardi”. Özellikle Golden Age (1935-1950) içerisinde kaydedilmiş en aykırı parçalardan ve dans için de oldukça zor, ama dinlemesi de bir o kadar keyifli.
Diğer büyük Yenilikçi Osvaldo Pugliese de (1905-1995) Salgan’ın aynı bestesini 1961’de yorumlamıştı. Carlos Gavito ve Marcella Duran’ın performanslarını izliyoruz.
Pugliese’nin çok erken yaşlarda yaptığı bestesi Recuerdo’yu Julio De Caro yorumlamış ve Pugliese adına da bir beste yapmıştı. Pugliese’nin büyük Tango Devrimi ise 1952’de “La Yumba” ile gelmişti. Juana Sepulveda ve Chicho Frumboli’nin 2017’de Hırvatistan’daki performansları.
Osmar Maderna’yı (1918-1951) bir yere koymak oldukça zor. Bir taraftan Calo Orkestası’nın birçok düzenlemesini yapan melodik romantik müzisyen, diğer taraftan sınırları zorlayan, çekinmeden klasik orkestrasyonu Tango’da kullanan bir Yenilikçi, diğer taraftan yaşadığı dönemin en önemli piyano virtüözü, nam-ı diğer “Tango’nun Chopin”i.
Osmar Maderna’nin 1947’de kaydettiği Pedro Datila’nın seslendirdiği Rebeldia eşliğinde Evi Sofra ve Malachai Payne’nin 2018’de Berlin’deki performansları.
Francini-Pontier Orkestrası’nı kuran kemancı Enrique Mario Francini (1916-1978) ve bandoneonist Armando Pontier (1917-1983) de Osmar Maderna gibi Calo orkestrasında yetiştiler. Müziklerinde armoni ve dinamizm başarılı bir şekilde kullanıldı.1947’de Raul Beron’un vokali ile gerçekleştirdikleri “Camouflage” kayıtlarını dinliyoruz.
Yenilikçileri Astor Piazzolla (1921-1992) ile tamamlıyor, meşhur parçası “Oblivon”ı dinliyoruz. Piazzolla Tango’nun sınırlarını çok zorladı ve uzun bir zaman için Buenos Aires’in en sevilmeyen Tangocularından oldu.
Son olarak Fresedo Okulu/Ekolü üzerine çalışarak Klasik Arjantin Tango okullarını tamamlamış olacağız.