Tünaydın Caminito! Bugünkü Karantina Günlüğü biraz farklı olacak. El Llorón’a odaklanmak ve onun üzerinden birkaç konuya değinmek istedim.

El Llorón’u Juan Felix Maglio “Pacho” (1880-1934) çok genç yaşta bestelemiş, neredeyse besteler bestelemez de Buenos Aires ve Montevideo’nun her yerinde çalınmaya başlamış ve hatta Francisco Canaro’nun da müzik öğrenmeye çalışırken gitarla çalmaya çalıştığı ilk parçaymış. El Llorón Türkçe’de “Ağlayan” ya da “Ağlak” anlamına geliyor. “Pacho” orkestasıyla beraber resimde ortada bandoneonu ile görülüyor.

El Llorón Robeto Firpo ve Francisco Canaro tarafından da orjinaline sadık kalınarak Tango-Milonga tarzında poliritmik (çok ritimli) olarak, aynı anda 2/4 hem de 4/4 gibi yorumlanmış. Bu yüzden de onların yorumları ile dans edenleri zorluyor. Her ikisinin de ne kadar yakın arkadaş oldukları ve hatta Canaro’nun Firpo’ya stüdyoda piyano ile kayıt yapabilmek için bedel ödemek zorunda olduğu düşünüldüğünde müziklerinin de ne kadar iç içe geçtiğini ve geliştiğini anlamak mümkün. Firpo Fundamentals Milongasında gecenin konseptine uygun olduğu için 1 adet Tango-Milonga tandası yapmıştım ve maalesef milonguerolarımız dans edemedikleri için çok kızmışlardı. Ama Firpo başka türlü anlatılamaz, konu Firpo ise 10 dakikalık poliritmik bir tanda da gecede olmak zorundaydı. Canaro geç dönemlerinde orkestrası “Quienteto Pirincho” ile bu türde kayıtlar yapmayı sürdürdü. Nedenini şimdilik bilmiyorum, ama varsayımlarım var. Firpo’nun da Canaro’nun da amaçları dans ettirmek değil de neşeli arka plan müzikleri üretmek olabilir mesela. Asıl zenginliklerini salonlarda yaptıkları canlı müzikten değil, stüdyoda yaptıkları kayıtlardan sağlamışlardı. Bu müzikler evlere girmişti. Belki de salonlarında hiç çalınmıyordu poliritim. Ya da Arjantinliler Tango-Milonga poliritminde de rahatlıkla dans edebiliyorlardı. Diğer ihtimal de askeri dönemde (1955-1983) tangonun baskı görmesi, yasaklanması ve bu yüzden de “Dans edilebilir mi bunda acaba?” kaygısının azalması. Bunların hepsi şimdilik varsayım. Yine de bu ikili müzikten muazzam para kazandılar. Gardel’in at yarışlarında oynamak için Canaro’dan büyük miktarda borç aldığı da bilinir. Hatta “Canaro kadar zengin” gibi de bir deyim türemiş Arjantin’de, bizdeki “Karun kadar zengin” gibi. Firpo solda, Canaro sağda.

İlk olarak Firpo’nun 1936 enstrumantal kaydını dinliyoruz. Chicho ve Parilla 2004’te Amsterdam’da dans ediyorlar, video 2007’de yüklenmiş.

Canaro’nun 1941 kaydı olan Ernesto Fama tarafından seslendirilen El Llorón yorumu eşliğinde bir performans seyredelim. Diego Reimer “El Pajaro” ve Maria Filali çifti 2018’de Paris’te bir milongadalar. Bulması zor, çünkü herkes Hugo Diaz yorumunda dans ediyor. Bu yorum da Firpo’nunki gibi Poliritmik olduğu için bunda dans eden fazla yok. Bir önce izlediğiniz videodaki Chicho’nun poliritmik Firpo eşliğindeki dansına da çok rastlanmıyor.

Anibal Troilo ile Francisco Fiorentino ikilisinin de 1942 kayıtlı yorumunu eklemek istedim. 2/4’lük iyi bir Milonga olmasına rağmen bu yorumda da dans eden kimse yok. Hugo Diaz yorumu o kadar baskın gelmiş ki El Llorón’un diğer hiçbir yorumu ne evlerde ne de milonga gecelerinde çalınmıyor maalesef.

Şimdi de Hugo Diaz eşliğinde dans eden çiftlere bir bakalım. Diaz’ın yorumu poliritmik değil. 2/4 net bir Milonga. Piyano oldukça yumuşak bir şekilde melodiye giriyor ve ardından parça boyunca devam eden gitar güçlü bir şekilde 2/4 vuruyor. Ve duygunun en yoğun noktasında Diaz Harmonicası ile dramatik bir yerden giriyor müziğe ve sonuna kadar dramatizmi bırakmadan devam ediyor, kelime kelime, cümle cümle duygusal mesajları derinden ve net bir biçimde nefesi ile enstrümanına iletiyor, piyano ise geriye çekiliyor sahneyi Harmonicaya bırakıyor.

Roberto Reis ve Lucila Cionci 2006’da Moskova’daki festivalde dans etmiş.

Horacio Godoy ve Cacilia Berra çiftinin 2009’da yine Moskova’daki festivalde performansları. Godoy’un stili sıradışı. Diaz’ın müziği bu still için uygun bir zemin, dışa vurumcu, duygusal gerilimi hissettiriyor.

Roberto Herrera’nın Laura Legazcue İle 2014’de Milano’daki performansı bir klasik olmuş. Aslında bu performansı çok daha uzun yıllardır yapıyor. Müzik ile çok ama çok uyumlu Diaz’ın heyecanını sahneye görsele taşımış. Diğer performanslara göre daha dramatik ve teatral özellikler taşıyor, hikayeleştirme yapıyor.

Armando Pontier’in 1965 Enstrumantal yorumu. Çok daha yavaş ve orkestrasyonuna daha çok çalışılmış, modülasyon yapılmış sonuna doğru. Yine poliritim. Yine dans için değil ve tabii ki askeri döneme denk geliyor kayıt.

Şunu da eklemek isterim yeri gelmişken. Neden Hugo Diaz çalmadığımı çok insan soruyor. Diaz o kadar özgün yorumlamış ki onun öncesine ve sonrasına koyacağım tandalar arasında sırıtacak diye çekiniyorum. Karantinadan çıktığımızda belki Diaz’a da uyacak bir sürpriz yaparım, kimbilir….

Sevgiler,

Aren